ANILARINA SAYGIYLABİLİM TARİHİBİLİM-TEKNOLOJİ

‘O hepimizi uzaya çağırdı’: YURİ GAGARİN hk_ ARZU TUĞÇE GÜLER_ 12 Nisan 2015 _ BirGün Gazetesi Pazar Eki

‘O hepimizi uzaya çağırdı’ YURİ GAGARİN

ARZU TUĞÇE GÜLER

BirGün Gazetesi Pazar Eki, 12 Nisan 2015

https://www.birgun.net/haber/o-hepimizi-uzaya-cagirdi-77528

YURİ GAGARİN: “Sevgili arkadaşlarım, tanıdığım tanımadığım, dünyanın bütün insanları! Dakikalar sonra bir uzay mekiği beni evrenin uzaklarına taşıyacak. Size şu an ne söyleyebilirim ki? Bütün hayatım bu güzel andan ibaretmiş gibi geliyor. Yaptığım, yaşadığım her şey, hep bu an içindi…”

ARZU TUĞÇE GÜLER

Yuri Gagarin, 12 Nisan 1961 sabahı, ilk insanlı uzay uçuşunu gerçekleştirmek üzere Vostok uzay aracına binmeden kısa bir süre önce bir mesaj kaydediyor: “Sevgili arkadaşlarım, tanıdığım tanımadığım, dünyanın bütün insanları! Dakikalar sonra bir uzay mekiği beni evrenin uzaklarına taşıyacak. Size şu an ne söyleyebilirim ki? Bütün hayatım bu güzel andan ibaretmiş gibi geliyor. Yaptığım, yaşadığım her şey, hep bu an içindi…”

Yuri, 9 Mart 1934 tarihinde, Smolensk bölgesinin Klushino isimli köyünde kolektif çiftçilikle uğraşan bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Bir gün arkadaşlarıyla oyun oynarken, havadayken vurulmuş bir Sovyet uçağı bulundukları yerin yakınına inmiş. Hemen pilotların yanına koşan Yuri, sorular sormaya başlamış, kendisinin de büyüyünce onlar gibi asker olmak istediğinden bahsetmiş. Pilotlar da onu, yıllar sonra uçmayı öğreneceği Yak tipi uçağın kokpitine oturtup uçağı anlatmışlar. “Ceketlerinin altından madalyalarını görmüştüm. Onlar gibi cesur ve kahraman bir pilot olmak istemiştim.”

Moskova’da meslek okulunda okuduktan sonra, Saratov’daki bir teknik okuldan kabul almış. Saratov’a geldiğinde yerel bir uçuş kulübü olduğunu öğrenir öğrenmez hiç düşünmeden kayıt olmuş. 1955 yılında mezun olduktan sonra, ikinci büyük hayalini gerçekleştirmek için orduya başvurmuş. 1959 yılında Murmansk’ta havacı teğmen olarak görev yaparken, “gizli bir askeri görevde çalışmak üzere gönüllü pilotlar” arayan bir ekibin teklifine olumlu yanıt vermiş. Ekip, görevin ayrıntılarını vermese de, görüşmeye çağrılanlara en başta bunun bir  “modern uçaklar ile uzun mesafelere uçuş” projesi olduğunu söylemiş. Daha sonra birçok teste tabi tutulan 2200 aday arasından seçilen 20 askeri pilota, nihayetinde bu projenin “roketlerle dünyanın dışına yapılacak bir seyahat” olduğu söylenmiş.

İlk insanlı uzay uçuşunun öncesinde, uzay yolculuğunun ve yerçekimsiz ortamın insanlar üzerinde ne gibi etkileri olacağı öngörülemediğinden en kötü ihtimal düşünülerek hazırlanan testlerden geçmiş ilk kozmonot adayları. Yuri bu konuda, “kimse neyin nasıl yapılması gerektiğini bilmiyordu, adeta körler körlere nasıl görebileceklerinin eğitimini veriyordu” diyor…

Uçuşa haftalar kala, iki aday arasından seçim yapılacağı açıklanmış: Gherman Titov ve Yuri Gagarin. Gherman, Yuri’den daha dayanıklıymış, fakat ilk insanlı uçuşun hemen ardından daha uzun süreli ikinci bir uçuş daha planlanıyormuş. İkinci uçuşa gidecek adayın fiziksel olarak daha dayanıklı olması gerektiğini de göz önünde bulundurarak, uzaya gidecek ilk insanın “köy çocuğu, güler yüzlü, yakışıklı” Yuri Gagarin olmasının daha iyi bir seçim olacağını düşünmüşler. Uçuşa üç gün kala, 9 Nisan 1961’de, uzaya gidecek ilk kozmonotun ismi yapılan toplantıda açıklanmış: Yuri Gagarin.

Kalkışın yapılacağı Baikonur Üssü’ne yakın bir evde geçirdiği gecenin ardından, kalkış sahasına geldiğinde başmühendis Sergei Korolev, Yuri’ye uykusunu iyi alıp almadığını sormuş. Yuri de tereddüt etmeden dürüstçe cevabını vermiş: “Bütün gece gözümü bile kırpmadım!”

Vostok’un kalkışına az bir süre kala teknik bilgileri veren Yuri tam konuşmasının ortasındayken (kalkış için geri sayım yapılmıyor) mekiğin ağır ağır kalktığını fark eder fark etmez ağzından, korkuyla ve heyecanla karışık söylendiği her halinden belli olan, o meşhur sözcük dökülmüş: “Poyekhali!” (Haydi gidelim!) Uzaydan dünyamızı gören ilk insan olduğu anda ise neşeyle, “dünyayı görebiliyorum, bulutlar, dağlar, her şey çok net. Çok güzel, çok güzel!” demiş.

Her ne kadar yörüngedeki dönüşün büyük bir kısmı sorunsuz geçse de, atmosfere girmeden önce ayrılması gereken aygıt modülü ayrılmamış ve araç kontrolsüzce taklalar atmaya başlamış. Zamanın Uluslarası Havacılık Kuralları’na göre, bir uçuşun başarılı sayılabilmesi için pilotun aracı ile iniş yapması gerektiğinden, kozmonotun kapsülüyle birlikte iniş yaptığı söylenmiş. Gerçekte, Yuri iniş modülüyle atmosferden girdikten sonra yere 7000 metre kala kapsülünden fırlatma koltuğu ile ayrılmış ve iniş modülünden ayrı olarak kendi paraşütüyle yere iniş yapmış. Ayrıca iniş yaptığı yer de, yörüngede son anda yaşanan sapma nedeniyle planlanan yerin yüzlerce kilometre uzağında, hiçbir şeyden haberleri olmayan köylülerin çalışmakta olduğu bir patates tarlasıymış.

KÖYLÜLER UZAYDAN GELEN ADAMI GÖRÜNCE KORKTULAR

Yuri kapsülünden fırlatma koltuğuyla ayrıldıktan sonra, tesadüfler orada da peşini bırakmamış. Bulutların arasından geçtikten sonra aşağıda gördüğü manzara çok tanıdıkmış: Yıllar önce, ilk defa uçmayı öğrendiği ve gökyüzünden nasıl göründüğünü çok iyi bildiği Volga nehri ve Saratov! Birkaç dakika sonra tarlanın ortasına paraşütüyle ve turuncu kozmonot kostümüyle düşünce köylüleri epey korkutmuş elbette. Her ne kadar kaskını açar açmaz “korkmayın, ben de sizdenim” diye seslendiyse de ilk görenler gökten düşen tuhaf yaratıktan korkup kaçmışlar. En sonunda çevredekilere “ben Sovyetler’in uzaya gönderdiği ilk insanım, lütfen bana bir telefon bulun Moskova’yı aramam gerekiyor” dedikten sonra işin aslı anlaşılmış.

Yuri uzay yolculuğu sonrası kozmonot eğitim merkezinde masabaşı bir göreve getirildiğinde, yakın gelecekte hayatını riske atmamak adına kendisine uçuş yaptırılmayacağını anlamış. Bir yıl sonra parlamentoya milletvekili olarak girince de, hiç tahmin etmediği sorumluluklar yüklenmiş kendisine.

Uzay macerasının üzerinden iki yıl geçmiş olmasına rağmen halen kendisi için ufukta uçuş gözükmeyen Yuri, askeriyede uzay ve havacılık mühendisliği eğitimi almaya başlamış. En sonunda, yıllarca süren ısrarları sonucunda uzun aradan sonra tekrar uçmasına izin verilmiş. Yalnız senelerdir uçuş yapmadığı için uçuşlarını eğitmen eşliğinde yapması şartı konulmuş. Sonrasında Nisan 1967’de gerçekleştirilmesi planlanan Soyuz-1 programına kozmonot Vladimir Komarov’un yedeği olarak seçilmiş. Yuri halihazırda mühendislik eğitimi aldığı için Soyuz-1 programının teknik ayrıntılarını incelemiş ve birçok eksiklik görmüş. Uzay aracı hakkında iki yüzden fazla sorunu tek tek listelediği bir rapor yazıp dönemin başkanı Brejnev’e ulaştırmaya çalışmış. Bütün itirazlarına rağmen Soyuz-1’in önceden planlandığı tarihte gönderilmesi kararından geri dönülmemiş. Soyuz-1 uçuşunda korkulan olmuş, dönüşte iniş kapsülü yere büyük bir süratle çakılarak patlamış ve Komarov hayatını kaybetmiş. Bu olaydan sonra Yuri de uçuş öncesi hazırladığı raporun Brejnev tarafından okunup okunmadığının peşine düşmüş. Kesin olarak doğrulayan bir kaynak olmasa da, bir toplantıda Komarov’un ölümü üzerine çıkan bir tartışma esnasında sinirlenip Brejnev’in yüzüne içki fırlattığını iddia edenler var…

Yuri, 17 Şubat 1968’de, uzay ve havacılık mühendisliği üzerine yazdığı tezini sunup mühendislik diplomasını almış. 27 Mart’ta rutin eğitim uçuşu için alana geldiğinde kimliğini evde unuttuğunu fark etmiş. Alandaki herkes kendisini tanıdığı için bir sorun olmayacağını söyleseler de bunun “kötü şans” getireceğine inandığını söyleyerek, evine kimliğini almaya gidip tekrar gelmiş. Eğitim uçuşu sorunsuz tamamlandıktan sonra Yuri, kule ile irtibata geçip “eğitimi tamamladık, geri dönüyoruz” diye bilgi vermiş ve sonrasında uçakla irtibat kesilmiş. Arama çalışmaları sonucunda, uçakla en son iletişimin kurulduğu yerin fazla uzağında olmayan bir yerde uçağın enkazı bulunmuş. Uçak enkazında Yuri’yi bulamadıkları için ve kokpit kapağı da enkazdan epey ötede olduğu için ilk önce Yuri’nin son anda fırlatma koltuğu ile kaçmış olabileceğini düşünmüşler. Lakin, sabaha karşı enkazın yakınındaki bir ağacın tepesinde bir ceket bulmuşlar ve ceketin içinden Yuri’nin cüzdanı çıkmış, kimliği ve Sergei Korolev’in fotoğrafı ile birlikte.

Kaza raporları Sovyetler’in çöküşüne kadar saklanmış ve belgeler ancak 1990’larda ortaya çıkmış. Kozmonot Alexei Leonov, kaza yaşandığı esnada Yuri ve eğitmeninin eğitim uçuşu yaptığı yerin yakınlarında helikopteri ile uçmaktaymış. Aniden iki adet patlama sesi duymuş ve ilki süpersonik uçakların ses hızını geçerken çıkardıkları süpersonik patlama sesine çok benziyormuş. Daha sonra da, hava kuvvetlerinden bir SU-15 süpersonik uçağın o bölgede izinsiz uçuş yaptığı tespit edilmiş. Alexei’in teorisine göre, bu uçak MiG-15’in oldukça yakınından geçerken ses hızını aştığı için, MiG-15’i şok dalgası ile burun üstü dalışa sokmuş.

Uzaya giden ilk insan olarak Yuri Gagarin, uzay macerasından sadece yedi yıl sonra, henüz 34 yaşındayken, insanoğlunun aya ayak bastığını bile göremeden bu dünyadan ebedi olarak ayrılmış. Düzenlenen büyük cenaze töreninin ardından, külleri birçok Sovyet kahramanının arasına, Kremlin’in  duvarlarına konulmuş.

Ölümünden sonra eşine, 12 Nisan 1961’deki ilk insanlı uzay uçuşundan birkaç gün önce yazdığı mektup, yedi yıl gecikmeli olarak verilmiş:

“Uzaya gönderilmek için ben seçildim. Teknolojimize bütün kalbimle inanıyorum. Ancak düz yolda yürürken bile insanlar düşüp, boyunlarını kırıp ölebiliyorlar. Lütfen, eğer bana bir şey olursa, sana yalvarıyorum sakın kahrolma.”

Ölümünden bir sene sonra aya giden ilk insan olan Amerikalı astronot Neil Armstrong’un Yuri Gagarin hakkında söylediği sözle yazıyı bitirmek istiyorum: “O hepimizi uzaya çağırdı.”

Kaynaklar:
Road to the Stars: Yuri Gagarin
Two Sides of the Moon: David Scott,
Alexei Leonov
Starman: Jamie Doran, Piers Bizony

‘O hepimizi uzaya çağırdı’ YURİ GAGARİN
ARZU TUĞÇE GÜLER
BirGün Gazetesi Pazar Eki, 12 Nisan 2015
https://www.birgun.net/haber/o-hepimizi-uzaya-cagirdi-77528

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir